Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçu | TCK 216

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu, toplumda kamu düzeninin ve barışın korunması amacıyla düzenlenen ceza hukuku normlarından biridir. Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesi kapsamında değerlendirilen bu suç, bireylerin belirli bir sosyal sınıfa, ırka, dine, mezhebe veya bölgeye dayalı olarak birbirine düşmanlık beslemesini veya aşağılama fiillerini kapsar. Bu suçun cezai yaptırımları ve uygulanma kriterleri hukuki açıdan büyük önem taşımaktadır.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçu Nedir?

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu, belirli toplumsal grupları karşı karşıya getirebilecek söylem ve eylemleri içeren, kamu güvenliğini tehdit eden bir suç türüdür. Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesinde düzenlenen bu suç, toplumun barış içinde yaşamasını sağlamak ve olası çatışmaları önlemek amacıyla yasayla güvence altına alınmıştır.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun oluşması için kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması gerekmektedir. Yani, yalnızca kışkırtıcı ifadelerin varlığı yeterli değildir; aynı zamanda bu ifadelerin toplumda somut bir tehlike yaratma potansiyeline sahip olması gerekir.

  • Bu suç, toplum düzenini bozucu etkilere sahiptir. Aynı şekilde görevi kötüye kullanma suçu da kamu düzenini etkileyen suçlardan biridir.
  • Kamu davası nedir sorusuna yanıt arayanlar için, bu suç kamu davası kapsamında ele alınmaktadır.

TCK 216 kapsamında üç farklı suç tipi düzenlenmiştir:

Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek

    • Sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığına dayalı olarak bir grup insanı diğer bir grup aleyhine kin ve düşmanlığa yönlendirmek.
    • Eğer bu tahrik sonucunda kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlike oluşursa, suç tamamlanmış sayılır.

Halkın bir kesimini alenen aşağılamak

    • Bir toplumsal grubun, belirli bir sınıfın, ırkın, dinin veya mezhebin küçük düşürülmesi, hakarete maruz bırakılması veya aşağılanması.
    • Burada aşağılama eyleminin "aleniyet" taşıması, yani kamuya açık bir şekilde yapılması şarttır.

Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılamak

    • Belirli bir topluluğun benimsediği dini değerlerin alenen aşağılanması.
    • Eğer bu aşağılama kamu barışını bozmaya elverişli ise suç oluşur.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu genellikle basın, sosyal medya veya topluluk önünde yapılan konuşmalar yoluyla işlenmektedir. Yargıtay kararlarına göre, bu suçu işleyen kişilerin niyetleri, açıklamalarının bağlamı ve kamu düzenine yönelik olası etkileri dikkate alınarak değerlendirme yapılmaktadır.

Bu nedenle, eleştiri hakkı ile nefret söylemi arasındaki ince çizginin iyi analiz edilmesi ve düşünce özgürlüğü sınırlarının aşılmaması gerekmektedir.

TCK 216 Kapsamında Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçunun Unsurları

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu, toplumsal barışı ve kamu güvenliğini koruma amacı taşıyan bir düzenlemedir. Suçun oluşabilmesi için bazı temel unsurların varlığı gerekmektedir. Bu unsurların her biri, suçun oluşup oluşmadığını belirlemek açısından önemlidir.


Fail (Suçu İşleyebilecek Kişiler)

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçu, herkes tarafından işlenebilecek suçlar arasındadır. Failin belirli bir meslek grubuna veya sosyal statüye sahip olması gerekmez. Dolayısıyla, bireyler, medya kuruluşları, gazeteciler, sosyal medya fenomenleri, politikacılar veya kamu görevlileri bu suçu işleyebilir.

Ancak, bazı durumlarda failin niteliği suçun ağırlaştırıcı nedeni olabilir. Örneğin, bir kamu görevlisinin görevi gereği halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmesi halinde ceza artırılabilir.

Örnek Durumlar:

  • Bir siyasetçinin yaptığı bir konuşmada belirli bir etnik grubu veya dini inancı hedef alarak nefret söylemi içeren ifadeler kullanması.
  • Bir gazetecinin, halkın bir kesimini küçümseyen ve onları diğer kesimlere karşı düşmanca tutum almaya sevk eden yazılar yazması.
  • Bir sosyal medya fenomeninin, büyük bir takipçi kitlesine sahip olması nedeniyle provokatif paylaşımlarda bulunarak toplumsal gerilimi artırması.

Mağdur (Bu Suçtan Kimler Etkilenir?)

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun mağduru bireysel bir kişi değil, toplumsal kesimlerdir. Suçun mağduru olarak:

  • Halkın bir kesimi (örneğin; belirli bir din, mezhep, etnik köken, sosyal sınıf veya bölgesel grup)
  • Tüm toplum (çünkü suçun temel hedefi kamu barışıdır)

belirlenebilir.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun mağduru olan halk kesimi belirli bir topluluk olmalı ve genel olarak kamu düzenini tehdit eden bir durum yaratılmalıdır. Suçun mağduru bireysel kişiler değil, kolektif bir toplum kesimi olmalıdır.

Örnek Durumlar:

  • Bir gazetede yayınlanan köşe yazısında belirli bir mezhebi küçümseyen ve toplumu bu gruba karşı provoke eden ifadelerin kullanılması.
  • Sosyal medyada halkın bir kesimini hedef göstererek aşağılama, küçümseme veya nefret içeren içerikler paylaşılması.

Eylem (Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Edici Fiil)

TCK 216’ya göre Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçu, failin halkın belirli bir kesimini kin ve düşmanlığa sevk edecek açıklamalar yapması veya onları alenen aşağılaması ile oluşur.

Bu eylemler:

  • Sözlü ifadeler (konuşmalar, miting konuşmaları, televizyon programlarında yapılan açıklamalar vb.)
  • Yazılı ifadeler (gazete makaleleri, blog yazıları, sosyal medya paylaşımları, kitaplar, pankartlar vb.)
  • Görsel veya işitsel içerikler (afişler, resimler, videolar, karikatürler vb.)
  • Eylemler ve hareketler (belirli bir grubu hedef alan saldırgan veya alaycı davranışlar, kamuya açık protestolar vb.)

şeklinde gerçekleşebilir.

Örnek Durumlar:

  • Bir televizyon programında belirli bir etnik veya dini grubu aşağılayan ifadeler kullanılması.
  • Sosyal medyada halkın bir kesimini hedef göstererek kışkırtıcı paylaşımlar yapılması.
  • Kamuya açık alanlarda nefret söylemi içeren pankartlar veya sloganlar kullanılması.

Aleniyet (Suçun Kamuya Açık İşlenmesi Şartı)

TCK 216 kapsamında Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun alenen işlenmesi gerekir. Yani fail, halkı kin ve düşmanlığa tahrik edici ifadelerini kapalı bir ortamda değil, kamuya açık bir şekilde ifade etmelidir.

Aleniyetin varlığı için:

  • Geniş bir kitleye hitap eden bir ortamda gerçekleşmesi (Örneğin, mitingde, televizyonda veya sosyal medyada)
  • Dışarıdan herhangi bir kişinin bu açıklamaları duyma veya görme ihtimali olması
  • Kapalı bir gruba değil, genel kamuya yönelik olması gerekmektedir.

Eğer Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu özel bir konuşmada veya kapalı bir grupta işlenmişse, halen başka suçlar oluşabilir (örneğin hakaret veya tehdit), ancak halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu oluşmayabilir.

Örnek Durumlar:

  • Bir topluluk önünde yapılan bir konuşmada belirli bir mezhebi veya etnik grubu aşağılamak.
  • YouTube veya televizyon programında halkın bir kesimine yönelik nefret söylemi içeren ifadeler kullanmak.
  • Twitter gibi geniş kitlelere hitap eden bir sosyal medya platformunda halkın belirli bir kesimini hedef alan paylaşımlar yapmak.

Tehlike Unsuru (Kamu Güvenliği Açısından Açık ve Yakın Tehlike)

TCK 216’ya göre, Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun oluşması için sadece kin ve düşmanlığa teşvik yeterli değildir. Ayrıca, yapılan açıklamalar veya eylemler nedeniyle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması gerekmektedir.

Bu unsurun varlığı için:

  • Söylenen veya yazılan sözlerin toplumu harekete geçirecek, toplumsal çatışmaya yol açabilecek nitelikte olması
  • Somut bir tehlike yaratması (örneğin, yapılan açıklamaların ardından şiddet olaylarının meydana gelmesi)
  • Sadece teorik bir ihtimal değil, gerçek bir kamu düzeni riski oluşturması

gerekmektedir.

Örnek Durumlar:

  • Bir topluluk içinde belirli bir gruba karşı nefret söyleminde bulunulduktan sonra toplumda ciddi bir gerilim ve olaylar yaşanması.
  • Sosyal medyada yapılan bir paylaşımın ardından belirli bir topluluğa yönelik saldırıların gerçekleşmesi.
  • Yapılan bir mitingde kullanılan kışkırtıcı söylemlerin ardından şiddet olaylarının başlaması.

Önemli:
Eğer kamu güvenliği açısından somut bir tehlike oluşmamışsa, yapılan açıklamalar ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilir. Ancak, toplumsal kargaşa yaratabilecek boyutta bir etki yaratıyorsa suç oluşmuş sayılabilir.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçunun Cezası

TCK 216 kapsamında halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu, kamu barışını bozmaya yönelik eylemleri cezalandırmayı amaçlayan ciddi bir suçtur. Suçun işleniş biçimine bağlı olarak farklı cezalar öngörülmüştür:

  • Halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden kişiler: 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası alır.
  • Halkın bir kesimini aşağılayan kişiler: 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası alır.
  • Halkın bir kesiminin dini değerlerini aşağılayan kişiler: Eğer eylem, kamu barışını bozmaya elverişli ise 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezasına çarptırılır.

Bu suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde cezalar yarı oranına kadar artırılır. Örneğin, sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar veya televizyon, gazete ve internet siteleri aracılığıyla işlenen suçlar için verilecek ceza daha ağır olabilir.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçunda Mahkeme Süreci

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu, kamu düzenine yönelik bir tehdit oluşturduğu için şikayete tabi olmayan suçlar arasında yer alır. Yani, suçun işlenip işlenmediği herhangi bir mağdurun başvurusu olmaksızın savcılık tarafından re’sen (kendiliğinden) soruşturulabilir. Suçun işlenmesine dair herhangi bir ihbar veya delil tespit edildiğinde, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılır.

Bu sürecin temel aşamaları aşağıda detaylandırılmıştır:


Soruşturma Aşaması

Soruşturma, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu şüphesi üzerine savcılık tarafından yapılan ilk inceleme aşamasıdır. Bu aşamada, suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı araştırılır.

Savcılığın hareket geçme nedenleri:

  • Kolluk kuvvetleri veya ilgili kamu kurumlarının suçun işlendiğine dair raporları
  • Şahıs veya kurumlar tarafından yapılan ihbarlar
  • Sosyal medya ve diğer dijital platformlarda kamu güvenliğini tehdit eden paylaşımlar
  • Basın ve medya aracılığıyla yapılan açıklamalar

Soruşturma aşamasında yapılan işlemler:

  • Delil Toplama: Savcılık, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçuna ilişkin delilleri toplar. Bu deliller arasında sosyal medya paylaşımları, tanık ifadeleri, bilirkişi raporları, video kayıtları gibi unsurlar yer alabilir.
  • Şüphelinin Tespiti: Suçu işlediği iddia edilen şahıs veya şahıslar belirlenir.
  • İfade Alma: Şüpheli, soruşturma kapsamında savcılığa çağrılır ve ifadesi alınır. Bu ifade sırasında, şüpheli avukatıyla birlikte savunma yapabilir.
  • İddianamenin Hazırlanması: Savcılık, toplanan delilleri değerlendirerek suçun işlendiğine dair yeterli şüphe oluştuğuna kanaat getirirse iddianame hazırlar. Eğer yeterli delil yoksa kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (KYOK) verilir.

Kovuşturma Aşaması

Savcılık tarafından hazırlanan iddianame, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu kapsamında ceza mahkemesi tarafından kabul edilirse dava açılır ve kovuşturma aşaması başlar.

Kovuşturma aşamasında yapılan işlemler:

  • Mahkeme Sürecinin Başlaması: Savcılık tarafından açılan dava, asliye ceza mahkemelerinde görülür.
  • Duruşma Takvimi Belirlenir: Mahkeme, tarafları ve delilleri değerlendirerek duruşma tarihlerini belirler.
  • Sanığın Savunması: Sanık, suçlamalar karşısında kendini savunma hakkına sahiptir. Avukatı aracılığıyla savunma yapabilir ve deliller sunabilir.
  • Tanık Dinleme: Tanıklar varsa, mahkeme tarafından dinlenerek beyanları alınır.
  • Bilirkişi Raporları: Suçun işlenip işlenmediğine dair teknik detaylar incelenmek üzere bilirkişiden rapor istenebilir (özellikle dijital deliller için).

Bu aşamada mahkeme, sanığın ifadeleri, deliller ve tanık beyanlarını değerlendirerek bir karar verir.


Mahkeme Kararı ve Cezalandırma

Mahkeme sürecinin sonunda halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu kapsamında şüpheli hakkında üç farklı karar çıkabilir:

a) Mahkumiyet Kararı

Eğer mahkeme, sanığın suç işlediğine kanaat getirirse, ceza verilmesine karar verir.

Cezalandırma seçenekleri:

  • Hapis Cezası:
    • Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu işleyenler için 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
    • Halkın bir kesimini aşağılayan kişi 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası alabilir.
    • Dini değerleri aşağılama suçunda hapis cezası 6 ay ile 1 yıl arasında değişmektedir.
  • Adli Para Cezası: Mahkeme, suçun niteliğine bağlı olarak hapis cezasını adli para cezasına çevirebilir.
  • Cezanın Artırılması: Eğer suç basın ve yayın yoluyla işlenmişse, ceza yarı oranına kadar artırılabilir (TCK 218).

b) Beraat Kararı

Sanığın suç işlediğine dair yeterli delil bulunamazsa beraat kararı verilir.

Beraat kararı verilme sebepleri şunlar olabilir:

  • Sanığın açıklamalarının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi
  • Suçun unsurlarının somut olarak oluşmaması
  • Açıklamaların kamu güvenliği açısından "açık ve yakın bir tehlike" oluşturmaması

c) Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Mahkeme, sanık hakkında verilen cezanın kesinleşmesini erteleyebilir. Buna hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) denir. HAGB kararında sanık:

  • Belirli bir süre (genellikle 5 yıl) içinde aynı suçu işlemezse, cezası infaz edilmez ve siciline işlenmez.
  • Eğer aynı suçu tekrar işlerse, önceki ceza kesinleşerek infaz edilir.

Temyiz Süreci

Sanık veya savcılık, verilen kararın hukuka aykırı olduğunu düşündüğünde halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu kapsamında istinaf ya da temyiz yoluna başvurabilir:

İstinaf: İlk derece mahkemesinin kararına karşı bölge adliye mahkemesine (istinaf mahkemesi)mahkeme, delilleri yeniden değerlendirerek kararı kaldırabilir, onaylayabilir veya dosyayı tekrar yerel mahkemeye gönderebilir.

Temyiz: İstinaf mahkemesinin kararına karşı Yargıtay’a temyiz başvurusu yapılabilir. Ancak, temyiz başvurusu yalnızca belirli cezalar için mümkündür. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu kapsamında verilen mahkumiyet kararının hapis cezası 5 yıl veya daha fazla ise temyiz yolu açıktır. Daha düşük cezalar için istinaf mahkemesinin verdiği karar kesinleşmiş sayılır.

Temyiz başvurusu sonucunda Yargıtay:

  • Mahkeme kararını onaylayabilir. Böylece ceza kesinleşir.
  • Hukuka aykırılık tespit ederse kararı bozabilir. Bu durumda dava tekrar görülmek üzere ilgili mahkemeye geri gönderilir.
  • Usul ve esasa ilişkin eksiklikler varsa kararın düzeltilerek onanmasına hükmedebilir.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu, şikayete bağlı olmaksızın re’sen soruşturulan bir suçtur ve ceza davaları asliye ceza mahkemelerinde görülür. Mahkeme sürecinde, sanığın beyanları, deliller ve kamu güvenliği açısından oluşturulan tehlike unsurları değerlendirilerek bir karar verilir. Mahkumiyet durumunda hapis cezası veya adli para cezası uygulanabilirken, bazı durumlarda beraat veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) gibi kararlar da verilebilir.

Bu nedenle, sosyal medya ve basın gibi alanlarda yapılan açıklamalarda dikkatli olunmalı, ifade özgürlüğü ile nefret söylemi arasındaki fark iyi anlaşılmalıdır.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçunda Yargıtay Kararları

Yargıtay, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçuna ilişkin davalarda somut tehlike unsurlarına dikkat eder.

Suçun oluştuğunu kabul etmek için şu faktörleri göz önünde bulundurur:

  • Açıklamaların kamu düzenini bozabilecek güçte olup olmadığı
  • İfade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyecek ölçüde nefret söylemi içerip içermediği
  • Failin açıklamalarının aleniyet taşıyıp taşımadığı
  • Kamu barışına yönelik açık ve yakın bir tehlike oluşturup oluşturmadığı

Bazı örnek Yargıtay kararları:

  • Sosyal medya paylaşımları: Yüksek takipçili bir hesabın, belirli bir etnik veya dini gruba yönelik aşağılayıcı ifadeler içeren bir paylaşım yapması nedeniyle mahkumiyet alması.
  • Basın yoluyla işlenen suçlar: Gazetecinin yazdığı bir köşe yazısında belirli bir inanç grubunu hedef alarak düşmanlık oluşturabilecek ifadeler kullanması sebebiyle ceza alması.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçu Hangi Durumlarda İşlenir?

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu, genellikle şu eylemlerle işlenir:

  • Belirli bir grup veya topluluğa karşı nefret söylemi kullanmak
  • Sosyal medya veya basın aracılığıyla kamuoyunu kışkırtıcı açıklamalar yapmak
  • Bir dini, etnik veya sosyal grubu aşağılama amacıyla hakaret içerikli ifadeler kullanmak
  • Toplumsal gruplar arasında düşmanlık oluşturacak biçimde propaganda yapmak

Bu tür suç unsurlarını içeren durumlar, kamu güvenliği açısından tehlikeli görülerek yasal işlemler başlatılabilir.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçunda Savunma

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan yargılanan kişilerin en önemli savunma stratejisi, yaptığı açıklamaların ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu kanıtlamaktır.

Savunma sırasında şu hususlar vurgulanabilir:

  • Açıklamaların yalnızca eleştiri niteliğinde olduğu
  • Kamu barışını tehdit edici nitelikte olmadığı
  • Suçun unsurlarının oluşmadığı (örn. açıklamanın aleni olmadığı, somut bir tehlike yaratmadığı)

Özellikle, haber verme hakkı ve eleştiri sınırları içinde kalan ifadeler suç olarak kabul edilmez.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçunda Beraat Kararı

Mahkemeler, bazı durumlarda suçun unsurlarının oluşmadığını tespit ederek beraat kararı verebilir.

Bu kararların sebepleri şunlar olabilir:

  • Yapılan açıklamaların doğrudan kamu güvenliğini tehdit etmemesi
  • Suçun unsurlarının somut olarak oluşmaması
  • Yargıtay içtihatlarına göre ifadenin eleştiri sınırları içinde değerlendirilmesi

Bu gibi durumlarda sanık suçsuz bulunarak herhangi bir ceza almadan yargılamadan çıkabilir.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçunun Sosyal Medyada İşlenmesi ve Hukuki Sonuçları

Dijital çağın gelişmesiyle birlikte, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu en çok sosyal medya platformlarında işlenmektedir. Twitter, Facebook, Instagram, YouTube ve TikTok gibi platformlar, bireylerin geniş kitlelere ulaşmasını sağladığı için bu suçların işlenme riski daha da artmaktadır.

Sosyal medyada suç teşkil eden paylaşımlar genellikle şu unsurları içerir:

  • Aleniyet: Açıklamaların geniş bir kitleye ulaşmış olması gerekir.
  • Tehlike Unsuru: Paylaşımların kamu düzenini bozacak bir etkisinin olması gerekir.
  • Hedef Gösterme: Belirli bir sosyal grup, din veya etnik kimlik doğrudan hedef alınmış olmalıdır.
  • İfade Özgürlüğü ile Çelişme: Paylaşımlar, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyecek kadar ağır olmalıdır.

Sosyal Medyada Bu Suçtan Kaçınmak İçin Nelere Dikkat Edilmeli?

  • Nefret söylemi içeren ifadelerden kaçınılmalı.
  • Eleştiri hakkı ile hakaret arasındaki fark bilinmeli.
  • Toplumsal grupları hedef alan açıklamalar yapılmamalı.
  • Hukuki sorumluluklar göz önünde bulundurulmalı.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu, kamu düzenini korumak amacıyla getirilen ciddi yaptırımları olan bir suçtur. Sosyal medya ve basın yoluyla işlenmesi cezai yaptırımları artırabilir. Ancak ifade özgürlüğü ve nefret söylemi arasındaki farkın iyi analiz edilmesi gerekmektedir.

Bu nedenle, gerek bireysel gerekse kurumsal açıklamalar yapılırken hukuki sorumluluklar göz önünde bulundurulmalı ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu unsurlarından kaçınılmalıdır.

 

  • русскоязычный адвокат в Турции юридическое бюро ер

    Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu, kamu güvenliği ve ifade özgürlüğü arasındaki hassas dengeyi korumayı amaçlar. Mahkemeler, suçun oluşup oluşmadığını değerlendirirken açıklamaların kamu düzenine etkisini ve toplumda kin ve düşmanlık yaratma potansiyelini inceler.

    Bu tür davalarda profesyonel avukat desteği kritik öneme sahiptir. Doğru savunma stratejisi ve hukuki argümanlarla hapis veya adli para cezasının önüne geçmek mümkündür. Özellikle sosyal medya paylaşımları nedeniyle yargılanan kişilerin, süreci uzman bir avukatla yönetmesi büyük avantaj sağlar. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu davalarında, ifade özgürlüğü sınırlarını savunmak için hukuki destek almak şarttır.

Sıkça Sorulan Sorular

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu, belirli bir toplumsal gruba yönelik nefret ve düşmanlık içeren açıklamaların kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlike oluşturması halinde işlenmiş sayılır.

Scroll to Top