Müdahalenin Men-i Davası Nedir?
Müdahalenin men-i davası, mülkiyet hakkı veya şahsi hak sahiplerinin, haklarına yönelik haksız müdahaleleri önlemek ve ortadan kaldırmak amacıyla başvurdukları bir hukuki koruma yoludur. Türk hukuk sisteminde müdahalenin men-i davası, taşınmaz veya taşınır mallara yönelik yapılan haksız eylemleri engellemek için açılabilecek en önemli davalardan biridir. Taşınmaz malikinin ya da ayni veya şahsi hak sahibinin, malına yönelik yapılan müdahalelerin durdurulmasını talep etme hakkı bulunur.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 683. maddesi, maliklerin mülkiyet hakkını kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisi verdiğini hükme bağlamaktadır. Eğer bir kimse, bir taşınmaz veya taşınır üzerinde mülkiyet, intifa, oturma gibi ayni haklara sahipse veya kira gibi şahsi bir hakka dayanarak kullanma hakkına sahipse, bu hakka yönelik herhangi bir haksız müdahale olduğunda müdahalenin men-i davası açabilir.
Müdahalenin Nen-i Davasının Hukuki Tanımı ve Amacı
Müdahalenin men-i davası, mülkiyet hakkı veya şahsi hak sahiplerinin, haklarını ihlal eden haksız fiiller karşısında başvurabileceği bir dava türüdür. Bu dava, taşınmaz veya taşınır üzerindeki hukuksuz müdahalelerin ortadan kaldırılmasını ve hak sahibinin hakkını tam olarak kullanabilmesini sağlamayı amaçlar.
Bu davanın temel amacı, malik veya hak sahibinin malını dilediği gibi kullanabilme hakkını güvence altına almaktır. Davacı, malına yönelik haksız müdahaleyi ispat etmekle yükümlüdür. Müdahalenin men-i davası genellikle aşağıdaki durumlarda gündeme gelir:
- Başkasına ait taşınmazın hukuka aykırı şekilde işgal edilmesi
- Kiralanan taşınmazın kiracının kullanım hakkına aykırı şekilde engellenmesi
- Bir taşınmaza izinsiz olarak yapılan yapı veya eklentilerin kaldırılmaması
- Kamu kurumları veya özel kişiler tarafından yapılan kamulaştırmasız el atmalar
- Apartman veya site gibi ortak kullanım alanlarında hak sahiplerinin rızası dışında yapılan değişiklikler
Hangi Durumlarda Açılabilir?
Müdahalenin men-i davası, mülkiyet hakkı veya şahsi hak sahibi olan kişinin hakkına yapılan her türlü haksız müdahale için açılabilir. Ancak bu davanın açılabilmesi için bazı hukuki şartların yerine getirilmesi gerekmektedir:
- Davacının taşınmaz veya taşınır üzerinde bir ayni hak veya şahsi hak sahibi olması gerekir.
- Müdahale haksız olmalıdır; yani bir hukuki gerekçeye dayanmamalıdır.
- Müdahalenin halen devam ediyor olması veya gelecekte meydana gelme ihtimalinin bulunması gerekir.
Bu üç şartın varlığı halinde, hak sahibi mahkemeye başvurarak müdahalenin durdurulmasını talep edebilir. Müdahalenin sona erdirilmesi, ilgili mahkemenin vereceği karar ile sağlanır. Mahkeme, müdahalenin durdurulması için icra edilebilir bir karar çıkarır ve davalı taraf, taşınmaz veya taşınır üzerindeki haksız müdahalesini sonlandırmak zorunda kalır.
Hangi Taşınmazlar İçin Geçerlidir?
Müdahalenin men-i davası, taşınmaz mülkiyetine sahip kişilerin veya taşınmaz üzerinde şahsi hak sahibi olanların kullanabileceği bir dava türüdür. Bu dava, aşağıdaki taşınmaz türleri için geçerlidir:
- Konutlar, apartman daireleri ve müstakil evler
- Ticari işletmelere ait taşınmazlar
- Tarla, arsa ve bahçeler gibi tarımsal taşınmazlar
- Ortak alanları kapsayan site veya apartman bölümleri
- Kiralanan taşınmazlar (kiracının kullanım hakkına yapılan müdahaleler için)
Müdahalenin men-i davası, sadece taşınmaz mülkiyetine sahip olan kişilere tanınan bir hak değildir. Kiracılar, intifa hakkı sahipleri veya başka bir ayni hak sahibi olan kişiler de bu davayı açabilirler. Örneğin, bir kiracı, ev sahibinin kira sözleşmesine aykırı olarak taşınmazı başka birine kiraya vermesi veya kiracıyı rahatsız etmesi durumunda müdahalenin men-i davası açabilir.
Müdahalenin Men-i Davasının Hukuki Dayanağı
Müdahalenin men-i davası, Türk hukuk sisteminde taşınmaz ve taşınır malların haksız müdahalelere karşı korunmasını sağlayan en önemli davalardan biridir. Bu dava, taşınmaz veya taşınırın malikine ya da üzerinde şahsi veya ayni hak sahibi olan kişilere tanınan hukuki bir koruma yoludur. Müdahalenin men-i davası, özellikle mülkiyet hakkı ve diğer ayni hakların hukuka aykırı şekilde ihlal edilmesini engellemek için açılmaktadır.
Bu dava, Türk Medeni Kanunu ve ilgili yargı kararları çerçevesinde düzenlenmiş olup, hak sahibine haksız müdahale durumunda mahkemeye başvurarak müdahalenin ortadan kaldırılmasını talep etme hakkı tanır. Hukuki dayanakları incelendiğinde, müdahalenin men-i davası mülkiyet hakkı, intifa hakkı, oturma hakkı gibi ayni hakların yanı sıra kira gibi şahsi hakların korunması için de uygulanabilir.
Türk Medeni Kanunu’nda İlgili Düzenlemeler
Müdahalenin men-i davasının temel hukuki dayanağı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) mülkiyet hakkı ve ayni haklara ilişkin düzenlemelerinde yer almaktadır. TMK’nın 683. maddesi, taşınmaz ve taşınır mülkiyetine sahip kişilerin haklarını şu şekilde düzenlemektedir:
TMK Madde 683:
- Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.
- Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız müdahalenin önlenmesini de dava edebilir.
Bu maddeye göre malik, mülkiyet hakkına yönelik herhangi bir haksız müdahale durumunda müdahalenin men-i davası açma hakkına sahiptir. Aynı zamanda, TMK’nın 995. maddesi, kötü niyetli müdahalelerin tazminat gerektirdiğini ve haksız müdahale eden tarafın sorumlu tutulabileceğini belirtmektedir.
Bununla birlikte, TMK’nın 730. maddesi taşınmaz rehni ile ilgili düzenlemeleri kapsarken, TMK’nın 747. maddesi de komşuluk hukukuna ilişkin müdahalelerin engellenmesini sağlamaktadır. Bu çerçevede, mülkiyet hakkına yapılan haksız müdahaleler hem ayni haklar hem de komşuluk ilişkileri bağlamında ele alınabilmektedir.
Yargıtay İçtihatları ve Emsal Kararlar
Müdahalenin men-i davası ile ilgili olarak Yargıtay, taşınmazlara yönelik yapılan haksız müdahaleleri değerlendiren birçok emsal karar vermiştir. Yargıtay içtihatları, bu davanın hangi koşullar altında açılabileceği, kimlerin taraf olabileceği ve nasıl sonuçlandırılacağı konusunda yol gösterici niteliktedir.
Örneğin, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2021/5160 Karar Sayılı İçtihadı:
Bu kararda, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyeti kapsamında her bir malik veya paydaşın, diğer malik veya paydaşlardan bağımsız olarak müdahalenin men-i davası açabileceği belirtilmiştir. Özellikle, taşınmazın tümünün değil, belirli bir bölümünün haksız şekilde işgal edilmesi halinde bile davanın açılabileceği ifade edilmiştir.
Bir diğer önemli karar ise Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/2113 E. ve 2019/965 K. Sayılı Kararıdır. Bu içtihatta, müdahalenin men-i davasının, sadece taşınmazın mülkiyetine sahip olan kişiler tarafından değil, aynı zamanda kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olan kişiler tarafından da açılabileceği belirtilmiştir.
Ayrıca Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin 2015/13982 E. ve 2015/14503 K. Sayılı Kararı, kat mülkiyetine tabi taşınmazlarda ortak alanlara yapılan hukuksuz müdahalelerin de müdahalenin men-i davası kapsamında değerlendirilebileceğini ortaya koymaktadır.
Bu emsal kararlar göstermektedir ki, müdahalenin men-i davası taşınmazın mülkiyetine sahip olanlar kadar, taşınmaz üzerinde yasal bir hak sahibi olan herkes tarafından açılabilir.
Hangi Hukuki Haklar Korunur?
Müdahalenin men-i davası, hukuki olarak birçok temel hakkın korunmasını sağlamaktadır. Bu haklar arasında özellikle şunlar öne çıkmaktadır:
- Mülkiyet hakkı: Bir taşınmaz veya taşınır üzerindeki mülkiyet hakkının korunmasını sağlar.
- Zilyetlik hakkı: Bir malı fiili olarak elinde bulunduran kişinin haksız müdahalelere karşı korunmasını temin eder.
- Şahsi haklar: Kiracıların, intifa hakkı sahiplerinin ve diğer şahsi hak sahiplerinin kullanım haklarını güvence altına alır.
- Komşuluk hukuku: Komşu taşınmazlardan kaynaklanan haksız müdahalelerin önlenmesini sağlar.
- İşgalin önlenmesi: Bir taşınmazın haksız işgal edilmesi durumunda mal sahibinin hakkını savunmasına yardımcı olur.
- Kamulaştırmasız el atmaya karşı koruma: Kamu kurumları veya özel kişiler tarafından taşınmaza yapılan haksız müdahalelerin önlenmesini sağlar.
Bu hakların tamamı, hukuki düzenlemeler ve mahkeme kararları ile güvence altına alınmıştır. Müdahalenin men-i davası, taşınmaz maliklerinin veya hak sahiplerinin mağduriyetini önleyerek, hukuki haklarını koruma altına almasına olanak tanır.
Müdahalenin Men-i Davası Açma Şartları
Müdahalenin men-i davası, mülkiyet veya şahsi hakların korunması için açılan en önemli davalardan biridir. Taşınmaz veya taşınır mala yönelik haksız müdahalelerin giderilmesi için belirli şartların sağlanması gerekir. Müdahalenin men-i davası açılabilmesi için davacının hukuki niteliği, müdahalenin şekli ve dava açma sürecinde ispat edilmesi gereken hususlar büyük önem taşımaktadır. Bu dava, mülkiyet hakkına sahip olan kişilerin yanı sıra, şahsi hak sahipleri tarafından da açılabilir.
Dava Açabilmek İçin Taşınmaz Sahibinde Bulunması Gereken Haklar
Müdahalenin men-i davası açabilmek için davacının belirli haklara sahip olması gerekir. Bu haklar, davacının taşınmaz üzerindeki yetkisini ve müdahaleye karşı hukuki koruma talep edebilmesini sağlar.
- Mülkiyet hakkı: Taşınmazın tapuda kayıtlı sahibi, müdahalenin men-i davası açabilir. Türk Medeni Kanunu’nun 683. maddesi gereği, malik taşınmazı üzerinde tam yetkiye sahiptir ve haksız müdahalelere karşı dava açma hakkına sahiptir.
- Zilyetlik hakkı: Taşınmaz üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kişiler de bu davayı açabilir. Ancak, zilyetliğin kötü niyetli olmaması ve hukuka uygun bir hakka dayanması gerekir.
- Şahsi haklar: Kira sözleşmesine dayalı kullanım hakkı bulunan kiracılar veya taşınmaz üzerinde intifa hakkı bulunan kişiler de müdahalenin men-i davası açabilir.
- Paylı ve elbirliği mülkiyeti: Paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetinde her paydaş, diğer paydaşların rızasını almadan müdahalenin men-i davası açabilir. Ancak, müdahalenin malın tamamına yönelik olması halinde, tüm maliklerin birlikte dava açması gerekebilir.
Bu şartlar taşınmaz sahiplerinin hukuki güvencelerini belirler ve müdahalenin men-i davası açabilmeleri için temel dayanak oluşturur.
Müdahale Şekilleri (haksız işgal, izinsiz kullanım, sınır ihlali vb.)
Müdahalenin men-i davası farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Herhangi bir taşınmaza veya taşınıra yönelik hukuka aykırı müdahaleler, davacının hakkını ihlal ettiği ölçüde hukuki yaptırıma tabi tutulabilir. Başlıca müdahale türleri şunlardır:
- Haksız işgal: Taşınmazın mülkiyet hakkına sahip olmayan biri tarafından izinsiz olarak kullanılması durumudur. Örneğin, bir tarla veya arsanın sahibinin izni olmadan başkaları tarafından ekilip biçilmesi haksız işgale girer.
- İzinsiz kullanım: Malik ya da hak sahibi tarafından herhangi bir izin verilmeden taşınmazın bir başkası tarafından kullanılmasıdır. Örneğin, kiracı olmayan bir kişinin bir taşınmazı izinsiz olarak kullanması veya taşınmazın bir bölümünün başkasına tahsis edilmesi gibi durumlar müdahaleye girer.
- Sınır ihlali: Komşu taşınmaz sahipleri arasında en sık rastlanan müdahale türlerinden biridir. Örneğin, bir kişinin bahçe duvarını komşusunun arsasına doğru izinsiz şekilde genişletmesi veya sınır hattını aşan yapılar inşa etmesi, sınır ihlali teşkil eder.
- Fiili el atma (kamulaştırmasız el atma): İdarenin herhangi bir kamulaştırma kararı olmadan taşınmaza müdahale etmesi durumunda da müdahalenin men-i davası açılabilir. Belediyeler veya diğer kamu kuruluşları tarafından yapılan yol çalışmaları, elektrik direği dikimi gibi durumlar bu kapsama girer.
- Geçici veya sürekli müdahale: Müdahale, sürekli bir işgal ya da geçici bir kullanım şeklinde olabilir. Örneğin, bir taşınmaz üzerine geçici olarak moloz dökülmesi veya kısa süreliğine otopark olarak kullanılması da müdahale sayılabilir.
Bu tür müdahaleler, taşınmaz malikinin veya hak sahibinin mülkiyet üzerindeki yetkilerini hukuka aykırı şekilde sınırlandırdığı için müdahalenin men-i davası yoluyla giderilebilir.
Dava Açabilmek İçin İspat Edilmesi Gereken Hususlar
Müdahalenin men-i davası açabilmek için davacının bazı unsurları ispat etmesi gerekmektedir. Mahkemede iddiasını kanıtlayamayan taraf, davanın reddedilmesiyle karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle, davacı aşağıdaki hususları delillerle birlikte mahkemeye sunmalıdır:
-
Hak Sahibi Olduğunu Kanıtlamak
- Tapu kaydı
- Kira sözleşmesi
- İntifa hakkı belgesi
- Elbirliği veya paylı mülkiyet tapusu
-
Müdahalenin Varlığını İspatlamak
- Tanık beyanları
- Uydu görüntüleri veya fotoğraflar
- Bilirkişi raporları
- Resmi kurumların tespit tutanakları
-
Müdahalenin Haksız Olduğunu Kanıtlamak
- Müdahalenin herhangi bir yasal dayanağının olmadığını göstermek
- Davalının mülkiyet hakkına dayanmadığını ispat etmek
- Müdahalenin, bir izin veya sözleşmeye dayanmadığını belgelemek
-
Müdahalenin Halen Devam Ettiğini Göstermek
- Mahkeme tarafından tespit edilmesi için ihtiyati tedbir talebinde bulunmak
- Müdahalenin sona ermiş olması halinde, önceki müdahalenin tespit edilmesini sağlamak
- Haksız el atmanın halen sürdüğünü gösteren belgeler sunmak
Müdahalenin men-i davası, haksız müdahalelerin ortadan kaldırılmasını amaçlayan önemli bir dava türüdür. Ancak, bu davanın başarılı olabilmesi için hukuki şartların eksiksiz yerine getirilmesi, doğru delillerin sunulması ve davacının hak sahibi olduğunu net bir şekilde ortaya koyması gerekmektedir. Özellikle haksız işgal, izinsiz kullanım ve sınır ihlali gibi yaygın müdahale türlerinde dava açılırken, davanın somut dayanaklarının doğru şekilde hazırlanması sürecin olumlu sonuçlanmasını sağlar.
Müdahalenin Men-i Davası Açma Süreci
Müdahalenin men-i davası, taşınmaz veya taşınır mal üzerindeki haksız müdahalelerin giderilmesi için açılan hukuki bir yoldur. Ancak dava açılmadan önce belirli aşamaların takip edilmesi gerekir. Bu süreçte noter ihtarı gönderme, uzlaşma yollarını deneme ve yetkili mahkemeye başvuru yapma gibi adımlar önem taşımaktadır. Müdahalenin men-i davası, belirli prosedürler çerçevesinde yürütülmesi gereken teknik bir dava olduğu için dava sürecinin eksiksiz tamamlanması, hak sahibinin talebinin olumlu şekilde sonuçlanmasını sağlar.
Dava Açmadan Önce İzlenmesi Gereken Yollar (noter ihtarı, uzlaşma vb.)
Dava sürecine geçmeden önce, taşınmazın haksız işgali veya izinsiz kullanımı gibi durumlarda bazı hukuki girişimlerde bulunmak gerekir. Müdahalenin men-i davası açmadan önce izlenmesi gereken yollar şunlardır:
-
Noter İhtarı Gönderme
- Haksız müdahalede bulunan kişi veya kurumlara noter aracılığıyla ihtarname gönderilmelidir.
- İhtarname, taşınmaz üzerindeki haksız müdahalenin derhal sona erdirilmesi gerektiğini bildirir.
- Noter ihtarı, dava açmadan önce delil niteliği taşır ve mahkemeye sunulabilir.
-
Uzlaşma ve Arabuluculuk Yollarını Deneme
- Özellikle komşular veya kira ilişkisi içinde olunan kişilerle yaşanan müdahale sorunlarında, mahkemeye gitmeden önce taraflar arasında uzlaşma sağlanabilir.
- 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu kapsamında, bazı durumlarda arabuluculuk zorunlu hale getirilmiştir.
- Taraflar arabuluculuk sürecine katılıp uzlaşma sağlayamazsa, dava açma yoluna gidilebilir.
-
İdari Başvuru Yollarını Kullanma
- Müdahale bir kamu kurumu tarafından gerçekleştiriliyorsa (örneğin, belediye tarafından taşınmazın bir kısmına yol yapılması), ilgili idari birime yazılı başvuru yapılabilir.
- Kamulaştırmasız el atma gibi durumlarda idareye başvuru yapılmadan dava açılmaması önerilir.
-
Müdahalenin Tespit Edilmesi
- Haksız işgalin devam ettiğini göstermek için mahkemeden tespit davası açılabilir.
- Tapu kayıtları, fotoğraflar, uydu görüntüleri veya tanık beyanları ile müdahalenin varlığı ispatlanmalıdır.
Dava sürecine geçmeden önce bu adımların izlenmesi, mahkeme aşamasında hak sahibinin elini güçlendirecek ve müdahalenin men-i davası sürecinin daha sağlıklı ilerlemesini sağlayacaktır.
Yetkili Mahkeme ve Başvuru Süreci
Müdahalenin men-i davası, belirli mahkemelerde açılması gereken bir davadır. Yetkili mahkemeye doğru başvuru yapılmazsa dava usulden reddedilebilir. Bu nedenle, yetkili mahkemenin doğru belirlenmesi büyük önem taşır.
-
Yetkili Mahkeme
- Taşınmazlara ilişkin davalar:
- Taşınmaz mülkiyetine ilişkin müdahale söz konusu ise, yetkili mahkeme taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesidir (HMK 12. madde).
- Taşınırlara ilişkin davalar:
- Taşınırlara yönelik müdahalelerde genel yetki kuralı uygulanır ve davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.
- Kira ilişkisinden doğan müdahaleler:
- Kiracının müdahalesine ilişkin davalar, Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından görülmektedir (HMK 4. madde).
- Taşınmazlara ilişkin davalar:
-
Başvuru Süreci
- Müdahalenin men-i talebinde bulunacak kişi veya kurum, öncelikle mahkemeye dilekçe ile başvurmalıdır.
- Dilekçede, haksız müdahalenin nasıl gerçekleştiği, hangi hakların ihlal edildiği ve müdahalenin sona erdirilmesi talebi açıkça belirtilmelidir.
- Mahkemeden ihtiyati tedbir talep edilerek müdahalenin devamının engellenmesi sağlanabilir.
-
Dava Açma Süresi
- Müdahalenin men-i davası, zamanaşımına tabi olmayan bir davadır. Müdahale devam ettiği sürece dava açılabilir.
- Ancak, müdahalenin sona ermesi halinde dava açılamaz, sadece uğranılan zararın tazmini için tazminat davası açılabilir.
Müdahalenin men-i davası açılmadan önce yetkili mahkemenin belirlenmesi ve başvuru sürecinin dikkatlice yürütülmesi, davanın başarıya ulaşması açısından büyük önem taşır.
Gerekli Belgeler ve Hukuki Prosedürler
Müdahalenin men-i davası açılırken mahkemeye sunulması gereken belgeler ve hukuki süreç titizlikle takip edilmelidir. Aksi halde, delil yetersizliği nedeniyle dava reddedilebilir.
-
Dava Açmak İçin Gerekli Belgeler
- Tapu kaydı: Davacının taşınmaz üzerindeki hak sahipliğini kanıtlayan belge.
- Kira sözleşmesi: Eğer davacı kiracı ise, taşınmazı kullanım hakkını gösteren kira sözleşmesi.
- Noter ihtarnamesi: Müdahalede bulunan tarafa önceden gönderilmiş ve durumu belgeleyen ihtarname.
- Fotoğraflar ve video kayıtları: Müdahalenin varlığını gösteren deliller.
- Tanık beyanları: Haksız müdahalenin varlığını doğrulayacak tanıkların yazılı beyanları.
- Uydu görüntüleri: Müdahalenin taşınmaz üzerindeki etkilerini gösterebilecek görseller.
- Bilirkişi raporları: Mahkeme tarafından atanacak bilirkişinin hazırlayacağı inceleme raporu.
-
Hukuki Prosedürler
- Dava dilekçesi hazırlanması: Müdahalenin men-i talebinin açıkça belirtilmesi.
- Yetkili mahkemeye başvuru: Davanın hangi mahkemeye açılacağı belirlenmeli.
- Harç ve masrafların yatırılması: Dava açma harcı ve yargılama giderleri ödenmeli.
- Duruşma sürecinin takip edilmesi: Mahkemeden gelecek keşif ve bilirkişi taleplerine uygun şekilde yanıt verilmesi.
- Karar ve icra aşaması: Mahkeme kararı verildikten sonra icra sürecinin takip edilmesi.
Müdahalenin men-i davası açarken eksiksiz ve doğru belgelerin sunulması, sürecin hızlı ve etkili bir şekilde ilerlemesini sağlar. Müdahalenin men-i davası, mülkiyet ve zilyetlik haklarının korunması açısından önemli bir hukuki mekanizma olup, dava sürecinde hukuki destek alınması sürecin daha sağlıklı yönetilmesini sağlar.
Müdahalenin Men-i Davasında İspat Yükümlülüğü
Müdahalenin men-i davası, taşınmaz veya taşınır mal üzerindeki haksız müdahalelerin önlenmesi için açılan bir dava türüdür. Ancak, mahkemede davacının iddialarını kanıtlayabilmesi için çeşitli deliller sunması gerekir. İspat yükümlülüğü, davacıya ve davalıya farklı sorumluluklar yükler. Özellikle tapu kayıtları, tanık beyanları, uzman bilirkişi raporları gibi deliller mahkeme tarafından değerlendirilir. Müdahalenin men-i davası, sağlam delillere dayandırılmadığı takdirde reddedilebilir. Bu nedenle, ispat yükümlülüğünün nasıl işlediği ve hangi delillerin önemli olduğu iyi anlaşılmalıdır.
Davacı ve Davalının İspat Yükü
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesine göre, iddialarını ispat etmekle yükümlü olan taraf davacıdır. Müdahalenin men-i davası açan kişi, taşınmaz üzerindeki hakkını ve haksız müdahalenin gerçekleştiğini ispatlamak zorundadır.
-
Davacının İspat Yükü
- Davacı, taşınmaz veya taşınır üzerindeki ayni veya şahsi hakkını kanıtlamalıdır.
- Müdahalenin haksız olduğunu ve taşınmaz üzerindeki yetkilerini kullanmasını engellediğini göstermelidir.
- Davacının zarar görmüş olması gerekmez, ancak müdahalenin devam ettiğini veya tekrar etme ihtimalinin yüksek olduğunu kanıtlamalıdır.
-
Davalının İspat Yükü
- Davalı, müdahalenin hukuka uygun olduğunu veya kendisine tanınan bir hak çerçevesinde gerçekleştiğini ispat etmekle yükümlüdür.
- Eğer taşınmazı kiracı sıfatıyla kullanıyorsa, geçerli bir kira sözleşmesi sunmalıdır.
- Davalı, müdahaleyi gerçekleştirmediğini veya müdahalenin sona erdiğini iddia ediyorsa, bu iddialarını somut delillerle desteklemelidir.
Mahkeme, her iki tarafın sunduğu delilleri değerlendirerek müdahalenin var olup olmadığını belirler. Müdahalenin men-i davası, delillerin güçlü olması halinde başarıya ulaşabilir.
Tapu Kaydı, Tanık İfadeleri ve Diğer Deliller
Müdahalenin men-i davası açan davacı, mahkemeye güçlü ve somut deliller sunmalıdır. Bu delillerin başında tapu kayıtları, tanık beyanları ve yazılı belgeler gelir.
-
Tapu Kaydı
- Davacı, taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkını tapu kayıtları ile kanıtlamalıdır.
- Eğer müdahaleye uğrayan bir kiracı ise, taşınmaz sahibinden aldığı kira sözleşmesini mahkemeye sunmalıdır.
- Taşınmaz üzerindeki ayni hakların (intifa hakkı, sükna hakkı vb.) belgelenmesi gerekir.
-
Tanık İfadeleri
- Davacı, haksız müdahalenin varlığını kanıtlamak için tanık beyanlarına başvurabilir.
- Komşular, taşınmazın etrafında yaşayan kişiler veya olaya şahit olanlar mahkemeye tanıklık edebilir.
- Tanık beyanlarının tutarlı olması, mahkeme tarafından delil olarak kabul edilme olasılığını artırır.
-
Fotoğraflar ve Uydu Görüntüleri
- Taşınmazın mevcut durumunu gösteren fotoğraf ve video kayıtları mahkemeye sunulabilir.
- Uydu görüntüleri veya Google Maps gibi harita servislerinden alınan geçmiş veriler, müdahalenin varlığını kanıtlamak için kullanılabilir.
-
Resmi Belgeler ve Yazışmalar
- Noter ihtarnameleri, resmi yazışmalar ve belediye tutanakları mahkemede delil olarak kabul edilir.
- Müdahalenin idari bir kurum tarafından gerçekleştirildiği durumlarda, ilgili kuruma yapılan başvuruların ve alınan cevapların mahkemeye sunulması önemlidir.
Uzman Bilirkişi Raporlarının Önemi
Mahkemeler, teknik bilgiyi gerektiren konular hakkında bilirkişi raporlarına başvurabilir. Müdahalenin men-i davası sürecinde bilirkişiler, taşınmazın mevcut durumunu ve müdahalenin boyutunu belirler.
-
Bilirkişi İncelemesi
- Mahkeme, taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılmasına karar verebilir.
- Bilirkişiler, müdahalenin taşınmaz üzerindeki etkilerini değerlendirerek rapor hazırlar.
- Tapu kayıtları, harita verileri ve ölçümler dikkate alınarak taşınmazın haksız işgale uğrayıp uğramadığı belirlenir.
-
Mühendis ve Harita Bilirkişileri
- Müdahalenin bir sınır ihlali olup olmadığını belirlemek için harita mühendisleri tarafından yapılan ölçümler kullanılır.
- İmar planları ve harita kayıtları dikkate alınarak taşınmazın yasal sınırları belirlenir.
-
Maddi Hasar Tespiti
- Eğer müdahale taşınmazda zarar veya yıkım meydana getirmişse, bilirkişiler zararın tespitini yapar.
- Mahkeme, bilirkişi raporuna dayanarak müdahalenin ortadan kaldırılmasına karar verebilir.
Bilirkişi raporları mahkeme için bağlayıcı olmasa da güçlü bir delil niteliğindedir. Müdahalenin men-i davası, delil yetersizliği nedeniyle reddedilmemesi için bilirkişi incelemesi talep edilmelidir.
Müdahalenin Men-i Davasında Karşılaşılabilecek Sorunlar
Müdahalenin men-i davası, taşınmaz üzerindeki haksız müdahalenin sonlandırılması için açılan bir dava olup, süreç içerisinde hem davacı hem de davalı birçok hukuki sorunla karşılaşabilir. Davanın olumlu sonuçlanması için başvuru sürecinin eksiksiz ve hatasız yürütülmesi gerekir. Aksi halde, davanın reddedilmesi veya sürecin uzaması gibi olumsuz durumlar yaşanabilir. Müdahalenin men-i davası, davalının etkili savunmalarına, eksik başvurulara veya ispat yükümlülüğünün yerine getirilememesine bağlı olarak başarısız olabilir. Bu nedenle, karşılaşılabilecek sorunları önceden bilmek ve gerekli tedbirleri almak büyük önem taşır.
Davalının Savunma Yöntemleri
Müdahalenin men-i davası açıldığında, davalı kendini savunmak için çeşitli hukuki yollar kullanabilir. Davalının yapacağı savunma, davanın sonucunu doğrudan etkileyebilir. Aşağıdaki savunma yöntemleri, davalının davayı düşürmek için kullanabileceği yaygın argümanlardır:
-
Müdahalenin Hukuka Uygun Olduğunu Kanıtlama
- Davalı, müdahalenin hukuki bir sebebe dayandığını ispat ederse, mahkeme davayı reddedebilir.
- Örneğin, bir taşınmazı geçerli bir kira sözleşmesine dayanarak kullanıyorsa, bu durumda müdahalenin haksız olmadığı iddia edilebilir.
-
Davalının Ayni veya Şahsi Hakkı Olduğunu İddia Etmesi
- Davalı, taşınmaz üzerinde ayni hakka (mülkiyet, intifa hakkı vb.) veya şahsi hakka (kira, oturma hakkı vb.) sahip olduğunu belgeleyerek müdahalenin haksız olmadığını savunabilir.
- Taşınmazın ortak mülkiyet konusu olması halinde, diğer paydaşın tek başına müdahalenin men-i talep edemeyeceğini ileri sürebilir.
-
Zamanaşımı veya Hak Düşürücü Süre İddiası
- Müdahalenin men-i davası, süre sınırı olmaksızın açılabilen bir dava olmakla birlikte, davalı uzun süre herhangi bir müdahaleye itiraz edilmediğini iddia edebilir.
- Davacı, uzun yıllar boyunca müdahaleye karşı sessiz kalmışsa, davalının savunması güçlenebilir.
-
Müdahalenin Sona Erdiğini İddia Etmek
- Davalı, müdahalenin ortadan kalktığını ve dolayısıyla müdahalenin men-i davasının artık bir anlamının kalmadığını öne sürebilir.
- Mahkeme, müdahalenin halen devam ettiğine kanaat getirmezse, davanın reddine karar verebilir.
-
Davalının Kusursuz Olduğunu Savunması
- Müdahalenin men-i davası, davalının kusurlu olup olmamasına bakılmaksızın açılabilir. Ancak davalı, müdahalenin kendi iradesi dışında gerçekleştiğini savunarak davayı düşürmeye çalışabilir.
- Örneğin, taşınmaza üçüncü kişilerin haksız şekilde müdahale ettiğini ve kendisinin herhangi bir müdahalede bulunmadığını iddia edebilir.
Davanın Reddedilmesine Neden Olabilecek Durumlar
Müdahalenin men-i davası, davacı tarafından doğru ve eksiksiz şekilde açılmazsa reddedilebilir. Aşağıdaki durumlar, davanın olumsuz sonuçlanmasına neden olabilir:
-
Davacının Taşınmaz Üzerindeki Hakkını İspat Edememesi
- Davacı, taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkını veya şahsi hakkını (kira, intifa vb.) belgeleyemezse dava reddedilebilir.
- Tapu kaydı, kira sözleşmesi, intifa hakkı belgesi gibi resmi evraklar mahkemeye sunulmalıdır.
-
Haksız Müdahalenin Yeterince Kanıtlanamaması
- Mahkemeye somut ve güçlü deliller sunulmazsa, müdahalenin varlığı ispat edilemez.
- Tanık beyanları, fotoğraflar, noter ihtarnameleri, tapu kayıtları gibi delillerin eksiksiz sunulması gerekir.
-
Davalının Hukuka Uygun Bir Hakkının Bulunması
- Eğer davalı, taşınmazı kullanma hakkına sahip olduğunu ispat ederse, dava reddedilebilir.
- Örneğin, davalının geçerli bir sözleşme kapsamında taşınmazı kullanma hakkı varsa, mahkeme müdahalenin haksız olmadığına karar verebilir.
-
Müdahalenin Sona Ermiş Olması
- Müdahalenin men-i davası, devam eden müdahaleler için açılabilir.
- Eğer müdahale sona ermişse, mahkeme konusuz kalma nedeniyle davayı reddedebilir.
-
Yanlış Mahkemeye Başvurulması
- Müdahalenin men-i davası, taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır.
- Yetkisiz mahkemeye başvurulması halinde dava usulden reddedilebilir.
Hatalı veya Eksik Başvuru Sonucu Yaşanabilecek Hak Kayıpları
Müdahalenin men-i davası açarken yapılan hatalar, hak kayıplarına yol açabilir. Bu tür hatalar davanın uzamasına, reddedilmesine veya maddi kayıplara neden olabilir.
-
Eksik veya Yanlış Belge Sunulması
- Dava dilekçesinde eksik veya yanlış bilgi verilmesi, sürecin uzamasına neden olabilir.
- Tapu kaydı, tanık beyanları, keşif talepleri gibi belgelerin eksiksiz sunulması gerekir.
-
Davanın Yanlış Kişi veya Kuruma Açılması
- Davalı olarak yanlış kişi gösterilirse, mahkeme davayı usulden reddedebilir.
- Özellikle kamu taşınmazları söz konusu olduğunda, davanın ilgili idari kuruma yöneltilmesi gerekir.
-
Zamanında Başvuru Yapılmaması
- Müdahalenin men-i davası, süresiz açılabilen bir dava olsa da, haksız müdahaleye uzun süre itiraz edilmemesi davanın reddine neden olabilir.
- Müdahale devam ederken hızlı hareket edilmesi büyük önem taşır.
-
Mahkemeye Eksik Talepte Bulunulması
- Davacı, yalnızca müdahalenin önlenmesini talep ederse, taşınmazdaki zararın giderilmesi için ayrıca ecrimisil davası açması gerekebilir.
- Davada yıkım, eski hale getirme veya ecrimisil (haksız işgal tazminatı) taleplerinin açıkça belirtilmesi gerekir.
Müdahalenin Men-i Davası ile İlgili Zamanaşımı Süreleri
Müdahalenin men-i davası, taşınmaz malikinin veya ayni ya da şahsi hak sahibinin, taşınmazına yönelik haksız müdahaleyi sona erdirmek amacıyla açtığı hukuki bir dava türüdür. Bu dava, taşınmaz üzerindeki mülkiyet veya sınırlı ayni hakları ihlal eden haksız eylemleri ortadan kaldırmak için başvurulan hukuki bir yol olup, zamanaşımı süresi bakımından diğer bazı dava türlerinden farklıdır. Müdahalenin men-i davası, devam eden bir ihlal söz konusu olduğunda her zaman açılabilir, ancak bazı durumlarda hak düşürücü süreler ve zamanaşımı süreleri gündeme gelebilir.
Hak Düşürücü Süreler Var mı?
Hukukumuzda bazı dava türleri için kesin süreler öngörülmüş olup, bu süreler içinde dava açılmazsa hak kaybına neden olabilir. Ancak müdahalenin men-i davası, süreye bağlı bir dava değildir ve hak düşürücü süreye tabi değildir.
Bu davanın temel özelliği, müdahalenin devam ettiği sürece her zaman açılabilmesidir. Çünkü haksız müdahale sürdüğü müddetçe malikin veya hak sahibinin taşınmaz üzerindeki yetkileri ihlal edilmeye devam eder. Bu nedenle, müdahale sona erdirilmedikçe hak düşürücü süreden söz edilemez.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, müdahalenin sona ermiş olması durumundadır. Eğer haksız müdahale belirli bir tarihte sona ermişse, müdahalenin men-i değil, tazminat, ecrimisil veya zararın giderilmesine ilişkin başka hukuki yollar tercih edilmelidir. Müdahale son bulduktan sonra bu davayı açmak konusuz kalma sebebiyle reddedilebilir.
Özetle, müdahalenin men-i davasında hak düşürücü süre bulunmaz, ancak müdahale sona erdiğinde bu davanın açılması mümkün olmayabilir.
Müdahalenin Devam Etmesi Durumunda Ne Yapılabilir?
Eğer haksız müdahale devam ediyorsa, müdahalenin men-i davası açılarak müdahalenin sona erdirilmesi talep edilebilir. Sürecin etkili bir şekilde yürütülebilmesi için şu adımlar izlenmelidir:
-
Noter ihtarnamesi gönderilerek müdahalenin sonlandırılması talep edilebilir.
- Bu ihtar, dava açılmadan önce karşı tarafa yasal bir uyarı niteliğinde olup, mahkeme nezdinde delil teşkil edebilir.
-
Sulh yoluyla müdahalenin kaldırılması sağlanabilir.
- Özellikle kira veya ortak mülkiyet ilişkisi gibi konularda tarafların uzlaşmaya varması mümkündür.
- Davanın uzun sürmesini önlemek için arabuluculuk süreci değerlendirilebilir.
-
Dava açılarak mahkemeden ihtiyati tedbir talep edilebilir.
- Müdahalenin men-i davası açılırken, taşınmaz üzerindeki haksız müdahalenin derhal durdurulması için mahkemeden ihtiyati tedbir talep edilebilir.
- Bu sayede dava sürecinde de müdahalenin devam etmesi önlenebilir.
-
Ecrimisil (haksız işgal tazminatı) davası açılabilir.
- Müdahale süresince taşınmazdan haksız kazanç elde edilmesi halinde, mal sahibi ecrimisil talep edebilir.
- Ecrimisil, taşınmazın kullanımından kaynaklanan geriye dönük kira bedeline benzer bir tazminat niteliğindedir.
Müdahalenin devam ettiği durumlarda, davanın herhangi bir zamanaşımı süresi olmaksızın açılabileceği unutulmamalıdır.
Zamanaşımı Süresi Hangi Hallerde İşlemeye Başlar?
Her ne kadar müdahalenin men-i davası için zamanaşımı süresi bulunmasa da, bazı özel durumlarda diğer hukuki talepler bakımından zamanaşımı süreleri devreye girebilir. Özellikle tazminat, ecrimisil ve diğer hukuki talepler söz konusu olduğunda şu noktalar dikkate alınmalıdır:
-
Eğer müdahale sona ermişse ve artık taşınmaz üzerinde haksız fiil yoksa, tazminat davası açılması için zamanaşımı süresi işlemeye başlar.
- Türk Borçlar Kanunu’na göre, haksız fiilden doğan zararların tazmini için 2 yıllık zamanaşımı süresi bulunmaktadır.
- Ancak fiilin öğrenilmesinden itibaren 10 yıl içinde dava açılmazsa zamanaşımı süresi sona erer.
-
Ecrimisil (haksız işgal tazminatı) davası açısından zamanaşımı süresi 5 yıldır.
- Haksız işgal nedeniyle talep edilecek ecrimisil bedeli için 5 yıl içinde dava açılması gerekir.
- 5 yıllık sürenin geçirilmesi halinde, talep edilen döneme ilişkin hak kaybı yaşanabilir.
-
Müdahalenin men-i davası zamanaşımı süresine tabi olmasa da, geçmişe dönük zararların tazmini için belirli süreler öngörülmüştür.
- Müdahalenin kaldırılması sağlandıktan sonra geriye dönük zarar tespiti yapılacaksa, ilgili dava süresinde açılmalıdır.
-
Tapusuz taşınmazlarda uzun süre müdahaleye karşı dava açılmaması durumunda, olağanüstü zamanaşımı söz konusu olabilir.
- Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesi gereği, 20 yıl boyunca taşınmazı kesintisiz olarak kullanan kişi, olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyet hakkı kazanabilir.
- Eğer taşınmaz sahibi uzun yıllar boyunca müdahaleye karşı çıkmazsa, taşınmazın el değiştirme riski oluşabilir.
Müdahalenin men-i davası, taşınmaz sahiplerinin haklarını korumak için başvurabileceği en etkili hukuki yollardan biridir. Ancak, davanın kazanılması için haksız müdahalenin güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir. Dava açılmadan önce noter ihtarı, arabuluculuk ve idari başvuru yolları gibi hukuki süreçlerin değerlendirilmesi, sürecin daha hızlı ve etkin ilerlemesini sağlayabilir. Özellikle tapu kayıtları, bilirkişi raporları ve tanık beyanları gibi delillerin titizlikle hazırlanması, davanın lehimize sonuçlanması açısından büyük önem taşır.
Sıkça Sorulan Sorular
Müdahalenin men-i davası, taşınmazın mülkiyet hakkına sahip olan malik, intifa hakkı sahibi, kira sözleşmesi gereği kullanım hakkına sahip kiracı veya taşınmaz üzerinde ayni ya da şahsi hakkı bulunan kişiler tarafından açılabilir.
İlgili yazılar: