Zilyetlik ve Hukuki Boyutu: Haklar, Davalar ve Koruma Yolları

Zilyetlik, bir eşya üzerindeki fiili hâkimiyet olarak tanımlanan, hukuken korunan bir durumdur. Bu kavram, hem taşınır hem de taşınmaz mallar için geçerli olup, eşya üzerinde kullanma, yararlanma ve tasarruf etme yetkisini içerir. Ancak doğrudan bir mülkiyet hakkı oluşturmaz; sadece mülkiyetin korunmasına yönelik bir karine teşkil eder. Hukuken, zilyetliğin korunması mülkiyet hakkını ispat edemeyen kişilerin mağdur olmasını önlemek adına büyük önem taşır.

Zilyetlik, bireylerin veya kurumların taşınır veya taşınmaz mallar üzerindeki kontrolünü sağlamada önemli bir hukuki mekanizma olarak işlev görür. Günümüzde birçok kişi ve şirket, taşınmazları üzerinde fiili hâkimiyet kurarak, mülkiyet haklarını elde etmeye çalışmaktadır. Ancak bu süreç, belirli hukuki kurallar ve süreler çerçevesinde şekillenir. Özellikle uzun süre boyunca kullanılan taşınmazlar açısından, zamanla mülkiyetin kazanılmasına yol açabilir. Bu nedenle zilyetliğin hukuki boyutu, taşınmaz sahipleri ve kullanıcıları için kritik bir konudur.

Zilyetliğin Hukuki Niteliği

Zilyetlik, hukuki bir hak olmaktan ziyade, bir fiili durumdur. Ancak, Türk Medeni Kanunu'nda önemli hukuki sonuçlar doğuran bir kurum olarak düzenlenmiştir. Şu hukuki niteliklere sahiptir:

Fiili Hâkimiyet: Kişinin bir eşya üzerinde fiili hâkimiyet kurmasıyla başlar. Kişinin eşya üzerinde fiilen kullanma ve tasarruf etme yetkisi bulunmalıdır.

Koruma ve Güvence Sağlama: Mülkiyetin korunmasını ve hak sahiplerinin mağdur olmasını engelleyen bir hukuki araç olarak işlev görür. Kişi, zilyet olduğu eşya ile ilgili haksız müdahalelere karşı hukuki korumaya sahiptir.

Hukuki Karine Oluşturma: Türk Medeni Kanunu'na göre, taşınır bir eşyanın zilyedi onun maliki sayılır. Taşınmazlarda ise tapuya kayıtlı olması esas alınır ancak uzun süreli zilyetlik, tapusuz taşınmazlar için mülkiyet kazanımına yol açabilir.

Maddi ve Hukuki Zilyetlik: Hukuk sisteminde fiili hâkimiyet olarak tanımlansa da, bazı durumlarda hukuki işlemler yoluyla da zilyetlik tesis edilebilir. Örneğin, bir taşınmazın malikinin kiracıya kullanım hakkı vermesi hâlinde, kiracı fer’i zilyet olur.

Savunma Hakkı: Zilyet, sahip olduğu mal üzerinde haksız müdahalelere karşı korunma hakkına sahiptir. Gerek fiili savunma yolları gerekse hukuki yollara başvurabilir.

Tapuya Etkisi: Tapusuz taşınmazlarda uzun süreli zilyetlik, taşınmazın mülkiyetini kazandırabilir. Ayrıca, tapuda hatalı veya haksız tescil işlemlerinin düzeltilmesi için zilyetliğe dayanarak tapu iptali ve tescil davaları açılabilir.

Zilyetliğin Kazanılması

Zilyetlik, kişinin bir eşya üzerinde fiili hâkimiyet kurmasıyla doğar. Zilyetliğin kazanılması, üç farklı yolla gerçekleşebilir:

Aslen Kazanma: Kişi, herhangi bir başkasına ait olmayan bir eşyayı fiili olarak sahiplendiğinde zilyetliği aslen kazanmış olur. Örneğin, sahipsiz bir taşınmazın fiili kullanımına başlanması, sahipsiz bir eşyanın edinilmesi veya doğada bulunan bir varlığın (örneğin, bir av hayvanının) ele geçirilmesi gibi durumlar aslen kazanım örnekleridir.

Devren Kazanma: Zilyetliğin, önceki zilyetten bir hukuki işlem sonucunda devralınmasıdır. Devren kazanma, satış, bağışlama, kira veya rehin gibi işlemlerle olabilir. Örneğin, bir taşınmazın malikinin taşınmazı kiraya vermesi durumunda, kiracı taşınmaz üzerinde fer’i zilyet olurken, malik dolaylı zilyet olarak kabul edilir.

Miras Yoluyla Kazanma: Zilyetlik, bir kişinin vefatı ile mirasçılarına geçebilir. Mirasçılar, tereke üzerindeki fiili hâkimiyeti mirasın açıldığı andan itibaren kazanırlar. Mirasçılar, miras bırakanın sahip olduğu taşınmaz veya taşınır mallar üzerindeki zilyetliği doğrudan devralır.

Bu kazanım yolları, taşınmazlar için tapu kayıtları ile desteklenirken, taşınırlar için fiili hâkimiyet esas alınır. Ancak, taşınmazlar üzerinde uzun süreli zilyetlik, mülkiyetin devri için bir dayanak oluşturabilir. Örneğin, bir taşınmazın sahibi tarafından kullanılmadığı ve zilyet tarafından uzun süre kesintisiz şekilde kullanıldığı durumlarda, taşınmaz üzerinde kazanılmış hak doğabilir.

Zilyetlik Davaları ve Hukuki Koruma

Zilyetlik, hukuken korunan bir fiili durum olduğundan, haksız müdahalelere karşı dava açma hakkı sağlar. En yaygın davalar şunlardır:

Zilyetliğin İadesi Davası: Bir kişinin zilyet olduğu malın haksız olarak elinden alınması durumunda açılan davadır. Bu dava ile malın tekrar zilyede iadesi sağlanır. Davada, malın gasp edilişinin veya zorla alındığının ispatlanması gerekir.

Zilyetliğin Korunması Davası: Zilyetliğin saldırıya uğraması hâlinde, saldırının durdurulması ve ileride tekrar edilmesinin engellenmesi amacıyla açılan davadır. Bu davada davalı, mal üzerinde üstün bir hak iddia etmiş olsa bile, zilyetliğin korunması önceliklidir.

Zilyetlik Nedeniyle Tapu İptal ve Tescil Davası: Uzun süreli zilyetlik sonucu taşınmazın mülkiyetinin kazanılması için açılan davadır. Taşınmaz üzerinde belirli bir süre kesintisiz ve çekişmesiz zilyetlik sürdüren kişi, mahkemeye başvurarak tapu tescili talep edebilir. Bu davada, taşınmazın mevcut sahibinin kullanmadığı ve zilyedin malik sıfatıyla uzun süre yaptığı ispat edilmelidir.

Zilyetliğin Men’i (Saldırının Önlenmesi) Davası: Zilyetliğe yönelik haksız saldırının veya müdahalenin durdurulması için açılan davadır. Örneğin, bir taşınmazın sürekli olarak üçüncü kişiler tarafından izinsiz kullanılması durumunda malik veya zilyet, saldırıyı durdurmak amacıyla bu davayı açabilir.

Tazminat Davası: Zilyetliği ihlal edilen veya elinden alınan kişi, uğradığı zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edebilir. Zilyetliğin ihlali nedeniyle oluşan zararların giderilmesi amacıyla açılan bu davada, ihlalin etkileri ve ortaya çıkan zararlar mahkemeye sunularak tazminat istenebilir.

Sonuç

Zilyetlik, hukuki bir hak olmasa da, mülkiyetin korunmasını sağlayan ve hukuki süreçlerde önemli bir yer tutan bir kavramdır. Taşınmazlarda ve taşınır mallarda, fiili hâkimiyetin nasıl kazanıldığı ve nasıl korunacağı, özellikle mülkiyet davalarında büyük önem taşır. Hukuki süreçlerin doğru yürütülmesi için uzman bir avukattan destek almak, hak kayıplarının önüne geçmek açısından önemlidir.

Zilyetlik davaları, özellikle mülkiyet hakkı kazanımı ve taşınmaz üzerindeki fiili kullanımın korunması açısından kritik bir öneme sahiptir. Hak sahipleri, uzun süreli zilyetliğin tapuya tescili, haksız müdahalelerin önlenmesi ve fiili hâkimiyetin devamlılığını sağlamak için hukuki destek almalıdır. Özellikle taşınmaz mülkiyetinde belirsizlikleri ortadan kaldırmak adına, sürecin uzman bir avukat eşliğinde yürütülmesi, kişilerin haklarını en iyi şekilde korumasını sağlar.

  • русскоязычный адвокат в Турции юридическое бюро ер

    Zilyetlik ile ilgili hukuki sürecinizde haklarınızı korumak ve mülkiyetinizi güvence altına almak için profesyonel destek almanız önemlidir. Tapu işlemleri, dava süreçleri ve mülkiyet haklarınız hakkında detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçin.

Sıkça Sorulan Sorular

Hayır, doğrudan bir mülkiyet hakkı sağlamaz. Ancak, belirli şartlar altında uzun süreli mülkiyet hakkına dönüşebilir. Örneğin, tapusuz taşınmazlarda 20 yıl boyunca kesintisiz ve çekişmesiz zilyetlik, mülkiyetin kazanılması için temel oluşturabilir.

Scroll to Top